Avrupa otomotiv endüstrisi, yıllardır beklenen o büyük kırılma anını nihayet yaşadı. Son pazar verilerine göre, elektrikli araçlar ve şarj edilebilir hibrit (PHEV) araçların toplam satış rakamları, kıta genelinde ilk kez benzinli ve dizel araçların toplam satışını geride bıraktı.
Yıllarca “geleceğin teknolojisi” olarak anılan elektrikli araçlar, artık Avrupa yollarının “bugünü” haline gelerek fosil yakıtlı motorların yüz yıllık saltanatına son verdi. Bu değişim, sadece çevresel teşviklerin değil, tüketicilerin değişen alışkanlıklarının ve artan model çeşitliliğinin bir zaferi olarak görülüyor.
Ancak tablonun içinde dikkat çekici bir tezat var: Elektrikli araç pazarı rekorlar kırarak büyürken, bu devrimin öncüsü olan Tesla, pastadan aldığı payı artırmakta zorlanıyor. Raporlar, genel pazarın büyüme hızına kıyasla Tesla’nın satış ivmesinin yavaşladığını ve “momentum kaybettiğini” ortaya koyuyor. Bunun temel nedeni olarak, Tesla’nın Model Y ve Model 3 gibi çok satan araçlarının artık eskimeye yüz tutması ve tüketicilerin yenilik arayışına cevap vermekte gecikmesi gösteriliyor.
Tesla yerinde sayarken, pazarın büyümesini sırtlayanlar ise agresif fiyat politikalarıyla Avrupa’ya çıkarma yapan Çinli üreticiler (başta BYD olmak üzere) ve elektrikli dönüşümünü hızlandıran köklü Avrupalı markalar (BMW, Volvo vb.) oldu. Tüketiciler, Tesla’nın sunduğu sınırlı model seçeneği yerine, artık her segmentte ve bütçede alternatif sunan diğer markalara yöneliyor. Avrupa’daki bu tablo, elektrikli araç pazarının artık “tek kutuplu” bir yapıdan çıkıp, rekabetin kıran kırana yaşandığı olgun bir pazara dönüştüğünü kanıtlıyor.
