Sony ‘nin oyun endüstrisindeki dev markası PlayStation, genellikle en son teknoloji işlemciler ve grafik kartlarıyla anılsa da, şirket bu kez rotayı tamamen tersine çevirerek analog dünyanın zirvesine, yani geleneksel saatçiliğe adım attı.
Sony, hayranlarının karşısına bildirim gösteren veya adım sayan bir akıllı saatle değil, tamamen dişliler ve yaylarla çalışan, otomatik kurmalı şık bir mekanik saatle çıktı. Bu hamle, PlayStation’ın sadece bir oyun konsolu olmaktan çıkıp, yetişkin kullanıcı kitlesine hitap eden bir “yaşam tarzı markasına” dönüşme stratejisinin en somut ve zarif örneği olarak yorumlanıyor.
Saatin tasarım detaylarına bakıldığında, “oyuncu ekipmanı” (gaming gear) estetiğinden bilinçli olarak uzaklaşıldığı ve günlük hayatta, hatta takım elbiseyle bile kullanılabilecek sofistike bir çizginin benimsendiği görülüyor. Saatin kadranında, PlayStation’ın 30 yıllık mirasını temsil eden ikonik Üçgen, Daire, Çarpı ve Kare sembolleri, göze batmayan minimalist dokunuşlarla yerleştirilmiş. Özellikle saatin kalbini oluşturan mekanizmanın çalışmasını gözler önüne seren “iskelet” (open-heart veya skeleton) pencere detayı, cihaza endüstriyel ve premium bir hava katıyor. Sony, bu modelde Paslanmaz Çelik kasa ve dayanıklı materyaller kullanarak, ürünün bir promosyon oyuncağı değil, yıllarca saklanabilecek bir koleksiyon parçası olduğunu vurguluyor.
Bu sürpriz ürün, aslında Sony’nin hedef kitlesinin de markayla birlikte büyüdüğünün bir kanıtı. Çocukluğunu PS1 veya PS2 başında geçiren neslin artık iş hayatında yer alan ve lüks tüketim alışkanlıkları olan bireyler olduğunu fark eden şirket, onlara nostaljiyi modern bir horoloji (saat bilimi) deneyimiyle sunuyor. Akıllı saatlerin şarj derdinden ve sürekli bildirim tacizinden sıkılanlar için “dijital detoks” niteliği de taşıyan bu mekanik saat, oyun tutkusunu bileğinde zarif bir şekilde taşımak isteyenler için benzersiz bir aksesuar alternatifi oluşturuyor.
