Giyilebilir teknoloji pazarının en üretken oyuncularından Amazfit, Active serisinin sınırlarını zorlayan yeni modeli Amazfit Active Max ile sahneye çıktı.
Amazfit Active Max, rakiplerinin “günlük şarj” döngüsüne inat, tek bir şarjla neredeyse bir ay boyunca (25 gün) kesintisiz kullanım sunarak endüstri standartlarını yeniden belirliyor. Cihazın “Max” ismini almasının tek sebebi bataryası değil; aynı zamanda bünyesinde barındırdığı devasa ve ultra parlak ekran teknolojisi. Amazfit, bu modelde 1.5 inç büyüklüğünde ve 3.000 nit gibi inanılmaz bir parlaklığa ulaşabilen dairesel bir AMOLED panel kullanmış. Bu parlaklık değeri, en güneşli günlerde, hatta karlı zirvelerde bile ekranın net bir şekilde okunabilmesini sağlıyor ki bu, birçok amiral gemisi akıllı saatte bile nadir görülen bir özellik.
Dayanıklılık ve fonksiyonelliği birleştiren tasarımın altında ise Zepp OS işletim sisteminin gücü yatıyor. Amazfit Active Max, sadece adımları sayan basit bir bileklik değil, profesyonel sporcular için bir yardımcı pilot gibi çalışıyor. Cihaz, çevrimdışı harita (offline maps) desteği sayesinde telefonunuz yanınızda olmasa bile rotanızı bileğinizden takip etmenize olanak tanıyor. Ayrıca 4GB’lık dahili hafızasına favori müziklerinizi yükleyip, Bluetooth kulaklığınızla eşleştirerek spor yaparken telefondan tamamen bağımsız hareket edebiliyorsunuz. Hyrox gibi zorlu antrenman modlarını da destekleyen saat, 5 ATM basınca dayanıklı gövdesiyle yüzücüleri de unutmuyor.
Saatin en dikkat çekici yanı ise sunduğu bu “Outdoor” (Dış Mekan) özelliklerini, hantal ve askeri görünümlü “Rugged” saatlerin aksine, daha modern ve gündelik kullanıma uygun bir estetikle sunması. Alüminyum ve polimer karışımı gövdesiyle hafifliği elden bırakmayan Amazfit Active Max, yaklaşık 170 Euro (Avrupa fiyatı) bandındaki fiyat etiketiyle, Garmin veya Apple Watch Ultra gibi çok daha pahalı rakiplerine “bütçe dostu ama yetenekli” bir alternatif olarak konumlanıyor. Özellikle doğa yürüyüşü yapanlar, ultra maraton koşucuları ve “şarjım bitecek” fobisi olan kullanıcılar için 2026’nın en mantıklı seçeneklerinden biri olmaya aday.
