Apple, gizlilik odaklı yapısı ve kapalı ekosistemiyle tanınırken, şimdiye kadar beklenmedik bir hamle üzerinde ciddi şekilde düşünmüş: Geliştirdiği yapay zekâ temel modellerini açık kaynak olarak yayınlamak. Alman teknoloji platformu Heise.de‘de yer alan habere göre, bu fikir şirket içinde gündeme gelmiş fakat sonradan rafa kaldırılmış.
Apple Neden Açık Kaynak Modeli Düşündü?
Yapay zekâ alanında son dönemde Meta, Google ve Mistral gibi devler, modellerini açık kaynaklayarak ekosistemi büyütmeyi tercih ediyor. Apple’ın bu modele yönelmesi, Apple Intelligence sistemine daha fazla geliştirici katkısı almasını ve yapay zekâ topluluğu içinde daha güçlü bir konum edinmesini sağlayabilirdi.
Böyle bir adım, Apple’ın sık sık vurguladığı gizlilik anlayışını bozmak zorunda da değildi. Model açık olurken, kullanıcı verileri yine şirketin Private Cloud Compute altyapısıyla gizli kalabilirdi.
Neden Geri Adım Atıldı?
Heise raporuna göre, Apple bu stratejiyi değerlendirse de son kararı uygulamama yönünde verdi. Olası nedenler arasında; güvenlik endişeleri, fikri mülkiyet koruması ve ticari stratejiler yer alıyor.
Açık kaynak bir temel modelin paylaşılması, üçüncü tarafların Apple ekosisteminden bağımsız olarak benzer teknolojilere erişmesine yol açabilir. Bu da Apple’ın rekabet avantajını azaltabilir.
Gizlilikten Taviz Yok
Apple hâlen iOS 18 ve macOS Sequoia ile sunduğu Apple Intelligence sistemi içinde kendi özel modellerini kullanıyor. Bu modeller, cihaz üstü işlem (on-device AI) ve Apple’ın bulut tabanlı sisteminde çalışıyor. Şirket, dış servislerle veri paylaşımını minimumda tutmayı sürdürüyor.
Bununla birlikte, dışa açık sistemlere karşı da tamamen kapalı değil: ChatGPT entegrasyonu, kullanıcı onayıyla sisteme entegre edilmiş durumda.
Gelecekte Neler Olabilir?
Apple bugün bu karardan vazgeçmiş olabilir, ancak yapay zekâ pazarında şeffaflık ve topluluk desteği giderek daha büyük bir avantaj haline geliyor. Önümüzdeki yıllarda, Apple’ın açık kaynak yapay zekâ modeline geçmesi ihtimal dışı değil.
Bu gelişme, Apple’ın sadece donanım ve yazılım değil, aynı zamanda yapay zekâ stratejisinde de yeni yollar aradığını gösteriyor.