Bina yönetiminde bulut tabanlı teknolojiler şart

Bina yönetiminde ve çok yerleşkeli zincir tesislerde, işlemleri optimize etmek için, bulut tabanlı teknolojiler olmazsa olmazlar arasına girdi.

Dünya Yeşil Binalar Konseyi tarafından yapılan bir araştırma sonucunda, “çalışanların yüzde 81’inin ofis sıcaklığının standardın üzerinde olduğunda konsantre olmakta zorlandığını” ve “yüzde 62’sinin ise bir görevi tamamlamak için normalden yüzde 25 daha uzun zaman harcadığının” bulunduğunu vurguluyor. Bu durumdan enerji maliyetlerinin etkilenerek, ticari ofis binaları tarafından tüketilen enerjinin yüzde 30’unun boşa gittiğinin tahmin edildiğini belirtiyor. Bulut tabanlı teknolojiler , işte bu kaybın oluşmamasını sağlayacak.

Modern bina yönetim sistemleri, artık (BMS) bulut teknolojisinden yararlanarak, tesis yöneticilerine IT altyapısına büyük yatırımlar yapmadan tesisleri görüntüleme ve yönetme imkânı verirken, bulut tabanlı çözümler, bağlantı ve veri depolama için kullanılabiliyor. Ayrıca, bir adım daha ileri götürülerek kontrol yeteneklerinin yanı sıra bulutta depolanan büyük veriler üzerinde analitik işlemler gerçekleştirme yeteneği sağlıyor.

Schneider Electric, bulut teknolojisinin bina yönetim sistemleri ile maliyetleri kontrol ederken, aynı zamanda işlemleri optimize etmek isteyen tesis yöneticilerine, bina verimliliğini artırmak üzere ekonomik avantajlar sağladığının altını çiziyor.  Bulut tabanlı sistemler sayesinde operasyonların proaktif olarak kolaylaştırıldığı ve çevre dostu, yüksek performanslı alanlar oluşturulmasının maliyetlerinin azaldığı görülüyor.

Çok yerleşkeli tesislerin yönetimindeki engeller

Operasyonel verimlilik açısından ekonomik ve pratik yararları olsa da birden fazla yerleşkeye sahip şirketlerin, Bina Yönetim Sistemleri’ni işletme genelinde uygulamak konusunda ilave sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor.

IT merkezi satın alıp verilerini muhafaza etmek yerine, şirketler operasyonlarının bazı bölümleri için stratejik olarak dış kaynak kullanımını tercih ederek buluttan yararlanabilir ve dahili bir sunucu grubu çalıştırmaktan doğan bina ile ilgili maliyetlerin önüne geçebilir. Bulut tabanlı çözümlerinin uygulanması, verilerin herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde toplanması ve işlenmesi kolaydır, masaüstü ya da tabletler gibi birden fazla platform aracılığıyla kullanılabilir ve kolayca ölçeklenebilir.  Bu avantajlar, bulutu kurumsal tesis yönetimi için ideal bir platform haline getirir. HVAC (ısıtma, soğutma ve havalandırma), aydınlatma ve enerji kullanımı verileri; düzenli aralıklarla her yerden okunabilir. Bu veriler daha sonra buluta gönderilir ve burada toplanıp bir araya getirilerek işletme sahipleri ya da tesis yöneticileri gibi ilgili karar vericilere teslim edilir. Herhangi bir sayıda birbirinden uzak iki lokasyon arasında bulut üzerinden bağlantı kurulabilir; genişleme oldukça, daha fazla sayıda lokasyon kolayca dahil edilebilir ve böylece tesisler tarafından oluşturulan büyük miktarda veri kolayca yönetilebilir hale gelir.

Bulut tabanlı sistemlerin, uzaktaki binaların performansına dair gerçek zamanlı görünürlüğü artırdığını, bilgilerin ve gerçek zamanlı uyarıların tek bir kaynaktan alınması avantajı sağlandığını belirten Schneider Electric, özelleştirilebilir çözümler sayesinde, tüm lokasyonlardaki HVAC, aydınlatma ve enerji ölçüm cihazlarının canlı izlenmesi ve kontrolünün yanı sıra, bina performans ölçümlerini görmeye, trendleri belirlemeye ve bilgi toplamaya yarayan görsel tablolar oluşturulabildiğin vurguluyor.

Geleceğin ofisleri güvenliği arttırılan teknolojiler ile sağlanacak