Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun! Hep Birlikte Nice 100 Yıllara

Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bugün kolay gelmedi, bunun farkında olmayan varsa çok üzülürüz açıkçası. 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı BT Günlüğü ve ekibi olarak en içten dileklerimizle kutlarız.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 10. Yıl Nutku’nda şu sözleri sarf etmişti. “Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.”

10. Yıl Nutku

ONUNCU YIL SÖYLEVİ (NUTKU)

Türk Milleti!

Kurtuluş savaşına başladığımızın 15’inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.

Kutlu olsun!

Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârâne yürümesine borçluyuz.

Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.

Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.

Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî ülkümüzdür.

Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk Milleti, on beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.

Bugün, aynı inan ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medenî âlem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk Milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.

Ne mutlu Türk’üm diyene!

29 Ekim 1933

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nda söylediği son söz en vurucu sözlerinden bir tanesi aslında. Bakın Eserleriyle Osmanlı-Türk tarihine hem siyasi ve ekonomik konularda hem de kültür ve medeniyet tarihi alanında orijinal katkılarda bulunmuş bir bilim insanı olan Halil İbrahim İnalcık bu sözleri şöyle açıklıyor.

”NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” SÖZÜ NE ANLAMA GELİR?

“Türklerin övünülecek tarihleri vardır. Ancak tarih bilirseniz o zaman “Ne Mutlu Türküm Diyene” sloganının mânâsı olur.”

Bir milletin temelini kültür meydana getirir. Kültür, bir topluluğun kendine has, özgü yaşayış ve davranış biçimlerinin tamamıdır. Kültürün unsurları; dil, din, ırk, inanç, örf, adet, gelenek ve görenekler ile sanat, hukuk ve ahlâk olarak belirlenmiştir.

Ziya Gökalp’in ‘’Türkçülüğün Esasları’’ kitabında belirttiği millet kavramı, ‘’Aynı millî kültüre mensup insanların meydana getirdiği sosyal topluluk, dil, kültür ve ülkü birliği ile birlikte bağlı olan insanların oluşturduğu sosyal varlık’’ olarak ifade edilmektedir.

Şu halde, milletleri var eden en önemli olgu, onların kültürleridir. Türklerde millet kavramı, Türk tarihinin başlangıcından beri vardır. ”Türk” adının, kültürel karakter özelliğine sahip bir millet adı olarak, ilk defa ’’Orhun Abideleri’’nde geçtiği bilinmektedir.

Ne hazindir ki, ülkemizde son yıllarda anlaşılmaz bir şekilde ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözü tartışılır hale gelmiştir. 2013 yılında Diyarbakır’da Valilik binası önündeki ‘’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’ tabelasının indirildiği müşahede edilmiş ve buna üzülerek tanıklık edilmiştir. Bu durum, kanla ve irfanla kurulan cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine aykırıdır. Hiç bir gerekçe ile kabul edilemez.

Halbuki, ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözleri, çok zor koşullarda millî mücadeleyi veren ve kurtuluş savaşını yapan cumhuriyet kuşağını kutlamak amacıyla ve geleceğe daha da güvenle bakılması için söylenmiş sözlerdir. Millî birlik ve beraberliğin simgesidir. Ayrışma ve kutuplaşmanın panzehiridir. Bu sözlerden bir ırkın bir başka ırkı ezmesi veya tahakkümü altına alması anlamı çıkarılamaz, çıkarılmamalıdır. Böyle bir anlam çıkarılmasına da izin verilmemelidir.

Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘’Türk’’ kavramını, ırk anlamından ziyade sosyolojik bir gelişme olarak tanımlamıştır. Bununla birlikte, ’’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözünün asıl gayesi, milletleşme yani uluslaşma gereğini hatırlatmak ve ortaya koymaktır. Bu sözler, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden doğan yeni bir Türk Devletini tüm dünyaya haykıran ve müjdeleyen sözlerdir.

Diğer yandan, ’’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözü, iç cephenin sağlam, daima güvenilir ve güçlü kalmasını sağlamak için söylenmiştir. Bu sözlerle millet, vatan ve vatandaşlık kavramlarının birleştirilmesi ve bütünleştirilmesi hedeflenmiştir. Yüce Atatürk’ün Nutuk’ta da belirttiği gibi, ”Aslolan iç cephedir. İç cephe bütün bir milletin oluşturduğu cephedir. Bir milleti temelinden sarsan, yok eden, yıkan ve tarih sahnesinden silen, iç cephenin çökmesidir.” Bu nedenle Türklerin bir millet olarak tarih sahnesinde yer almasının temeli, ’’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözleriyle atılmıştır. Bu sözleri, esasında yeni kurulan T.C. Devletinin bekası ve ilelebet muhafaza edilmesi için söylenmiş sözler olarak da anlamak ve değerlendirmek mümkündür.

Bununla birlikte, ‘’Türk Milleti’’ kavramı, Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut, Çeçen, Arap, Zaza, Süryani gibi bütün etnik topluluklar ile, Rum, Ermeni, Yahudi gibi gayrımüslüm azınlıkları kucaklayan bir kavramdır. Bu çeşit etnik topluluk ve azınlıkları birleştiren ortak bağ yurttaşlıktır. ‘‘Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözleri bu bağlamda da değerlendirilmelidir. Burada düşünülmesi gereken şey, hiçbir ayırım yapmadan Türkiye’de ki tüm etnik toplulukları kucaklayan ‘’Yurttaşlık Bilincinin’’ geliştirilmesi ve bu bilincin yerleştirilmesi olmalıdır.

-Halil İnalcık-

Cumhuriyetimiz 100 yıl ne mutlu Türküm diyene