Teknoloji dünyası Ocak ayında Las Vegas’ta düzenlenecek CES 2026 fuarına kilitlenmişken, LG cephesinden ev yaşamını kökten değiştirecek iddialı bir hamle geldi.
Güney Koreli dev, ultra-premium segmentteki “Signature” serisini, kendi geliştirdiği DQ-C yapay zeka çipiyle güncelleyerek sahneye çıkarıyor. LG ‘nin bu yeni vizyonu, cihazların sadece akıllı telefonla kontrol edilmesini (bağlanabilirlik) değil, cihazların kullanıcı alışkanlıklarını öğrenip duruma göre inisiyatif almasını (otonomi) hedefliyor. Şirket bu yaklaşıma “Affectionate Intelligence” yani “Şefkatli Zeka” adını veriyor; bu da teknolojinin soğuk yüzü yerine, kullanıcıya hizmet eden ve onu düşünen sıcak bir yardımcı profili çiziyor.
Yeni serideki çamaşır makinesi, kurutucu ve buzdolabı gibi cihazlar, üzerlerindeki sensörler ve yapay zeka işlemcisi sayesinde evdeki yaşam döngüsüne adapte oluyor. Örneğin çamaşır makinesi, içine atılan kumaşın türünü ve kirlilik oranını algılayıp deterjan miktarını milimetrik olarak ayarlarken; buzdolabı, ailenin uyku saatlerini öğrenerek kompresör devrini düşürüp enerji tasarrufu yapıyor veya kapağına yaklaştığınızda ellerinizin dolu olduğunu anlayıp “Sesli Komut” ile kapısını otomatik açabiliyor. LG’nin buradaki en büyük kozu, bu işlemlerin birçoğunu buluta (cloud) veri göndermeden, cihazın kendi içindeki çipte (On-Device AI) yapması. Bu, hem komutların gecikmesiz uygulanmasını sağlıyor hem de ev içi verilerin gizliliğini koruyor.
Tasarım tarafında ise LG Signature serisi, minimalist ve zamansız çizgilerini koruyarak, teknolojiyi evin dekorasyonuna gizlemeyi başarıyor. Paslanmaz çelik gövdeler, dokunmatik gizli paneller ve sessiz çalışma prensibi, bu cihazları birer beyaz eşyadan çok, lüks mobilya parçalarına dönüştürüyor. LG, bu hamlesiyle Samsung’un Bespoke AI serisine güçlü bir yanıt verirken; 2026 yılında evlerimizin, biz hiçbir tuşa basmadan ihtiyacımızı anlayan “görünmez bir zeka” tarafından yönetileceğinin sinyallerini veriyor.




