Kablosuz elektrikte tarihi başarı artık gerçek oluyor. ABD merkezli DARPA, lazer teknolojisini kullanarak elektriği tam 8,6 kilometre uzağa ileterek bu alanda dünya rekoru kırdı. Bu gelişme, gelecekte enerji dağıtımı konusunda yepyeni bir dönemin habercisi olabilir.
Yüzyılın başlarında Nikola Tesla, elektriğin kablosuz olarak tüm dünyaya iletilebileceğini öngörmüştü. Fakat dönemin teknolojik ve maddi imkânsızlıkları bu vizyonu gerçeğe dönüştürmeye yetmedi. Ancak ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA), Tesla’nın bu hayalini gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaştı.
DARPA’nın POWER adını verdiği proje kapsamında gerçekleştirilen test, New Mexico çölünde yapıldı. Lazer ışınları aracılığıyla tam 800 watt’lık elektrik, 8,6 kilometre uzaklıktaki özel bir alıcıya başarıyla iletildi.
Kablosuz Elektrikte Tarihi Başarı: Lazerle Elektrik Aktarımı Nasıl Çalışıyor?
Bu sistemin temelinde PRAD (Power Receiver Array Demo) adı verilen küresel bir alıcı tasarımı yatıyor. Bu yapı, lazer ışınlarını parabolik bir ayna ile toplayarak fotovoltaik hücrelere yönlendiriyor. Hücreler ise lazer enerjisini tekrar elektriğe çeviriyor.
Henüz yüzde 20 verimlilikle çalışan sistemin performansı düşük gibi görünse de, bu alandaki önceki testlerle kıyaslandığında büyük bir sıçrama yaşandığı açıkça görülüyor. Önceki testlerde yalnızca 1,7 kilometreye 230 watt güç aktarılabilmişti. Şimdi ise hem güç miktarı hem de mesafe katlanarak artmış durumda.
DARPA, bu teknolojiyi sadece kara üzerinde değil, havada da kullanmayı planlıyor. Gelecek hedefler arasında, insansız hava araçlarına (drone) yüzlerce kilometre uzaklıktan enerji gönderilmesi yer alıyor. Hatta 200 kilometre mesafeye 10 kilowatt elektrik iletmek gibi iddialı bir plan da gündemde.
Bu hedeflere ulaşıldığında, enerjiye erişim biçimimiz temelden değişebilir. Özellikle askeri operasyonlar, afet bölgeleri ve uzak yerleşim alanlarında enerji ihtiyacı çok daha pratik bir şekilde karşılanabilir.
Gelecekte Bizi Neler Bekliyor?
Kablosuz elektrik aktarımının başarılı bir şekilde uzun mesafelerde gerçekleştirilmesi, şehirlerin altyapısını bile değiştirebilir. Enerji nakil hatlarına duyulan ihtiyaç azalabilir, taşınabilir enerji çözümleri yaygınlaşabilir.
Elbette önümüzde aşılması gereken birçok teknik engel bulunuyor. Verimlilik artmalı, maliyet düşürülmeli ve güvenlik önlemleri üst düzeyde tutulmalı. Ancak Tesla’nın bir zamanlar ütopya gibi görünen hayali, artık hiç olmadığı kadar gerçek ve yakın görünüyor.
Bu teknolojinin gelişimini yakından takip etmek, önümüzdeki yıllarda enerji dünyasında yaşanacak dönüşümün parçası olabilmek açısından oldukça önemli.
İlgili Haberler:
>> Google’ın Taara Çipi ile fiber hızında kablosuz internet devrimi yaşanacak