Tesla Roadster, yıllardır “gelecekten bildirilen” bir süper otomobil gibi konuşuluyor; elle tutulur bir üretim planı yerine, giderek büyüyen bir efsane.
Elon Musk’ın son açıklamaları bu efsaneye yeni bir perde ekledi: Roadster için “yıl bitmeden” bir tanıtımın geleceğini ve modelin “uçabileceğini” ima etti. Bu çıkış, uzun süren sessizlik ve 2017’deki ihtişamlı vitrin sonrası art arda kaçırılan teslim hedeflerinin ardından geldi; dolayısıyla otomobil dünyasında heyecan kadar şüpheyi de besliyor.
Öykünün geçmişi, Tesla’nın ilk seri modeli olan orijinal Roadster’ın 2012’de üretimden kalkmasına uzanıyor. 2017’deki yeni Roadster tanıtımı ise dudak uçuklatan vaatlerle hafızalara kazındı: 0–97 km/s hızlanma için 1,9 saniye, 402 km/s’nin üzerinde azami hız ve tek şarjda yaklaşık 998 km menzil. Tüm bunlar 170.000 €’dan başlayan fiyatlarla ve 2020 üretim hedefiyle duyurulmuştu. Fakat 2020, 2021, 2022 ve 2023 geçti; otomobil rafine bir prototipten öteye gidemedi. Depozito ödeyen erken alıcıların sabrı sınanırken, Tesla’nın “Roadster aküsü” odağında mühendis araması gibi ufak hareketlenmeler, projenin tamamen rafa kalkmadığına işaret etti.
Musk’ın yakın tarihli bir podcast’te tekrarladığı “akılda kalacak” demo vaadi, “çılgın teknoloji” söylemiyle birlikte gündem oldu. “Uçma” iddiası yeni değil: 2017’den beri zaman zaman anılan “SpaceX paketi” senaryosu, araca soğuk gaz iticileri ekleyerek ivmeyi ve yere basma kuvvetini artırma fikrine dayanıyordu; hatta aracın “havada asılı kalabileceği” ima edilmişti. Gerçek hayatta bunun karşılığı ne olabilir? Sektör gözlemcileri, mevzuat, güvenlik ve enerji yoğunluğu kısıtları nedeniyle “yoldan kalkıp kilometrelerce uçan” bir otomobil yerine, kısa süreli yerden kesilme veya düşük irtifada “sıçrama” benzeri gösterilerin daha olası olduğuna dikkat çekiyor. Bu çerçevede Tesla’nın daha önce gündeme gelen “fan/vakum tabanlı yere basma” fikirleri de hatırlanıyor: Fanlarla zemine yapışmayı artıran bir sistem teorik olarak tersine kullanılırsa limitli bir kaldırma oluşturabilir; bu teknik, yarış dünyasında denenmiş aerodinamik numaralardan esinleniyor ama hâlâ “uçak gibi uçmak” değil, daha çok ileri bir şov.
Tüm belirsizliğe rağmen Roadster hâlâ büyük bir PR mıknatısı. Eğer yıl sonuna kadar gerçekten bir demo yapılırsa, sahnede göreceğimiz şey iki uç arasında bir yerde duracak: Ya elektrikli süper otomobiller çağında yeni bir mühendislik standardı, ya da son teknolojiyle taçlandırılmış fakat pratikte “zıplayan” çok pahalı bir oyuncak. Roadster’ın yıllara yayılan gecikme geçmişi düşünüldüğünde, sağlıklı bir şüphecilik hâlâ en makul yol arkadaşı gibi görünüyor.



