Yapay Zeka Kömür Santrallerinin Ömrünü Uzatıyor Enerji Siyasetini Değiştiriyor

Yapay zeka kömür santrallerinin ömrünü uzatıyor

Yapay zeka kömür santrallerinin ömrünü uzatıyor ifadesi, veri merkezlerinin hızla artan elektrik ihtiyacının enerji politikalarını nasıl tersine çevirdiğini gösteriyor. Geleceğin temiz ve akıllı teknolojisi olarak sunulan yapay zeka, pratikte hâlâ ağırlıklı olarak kömür gibi eski ve kirli kaynaklarla besleniyor.

Son analizlere göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde işletmecilerin emekliye ayırmayı planladığı 30 kömür santralinin kaderi, veri merkezlerine güç sağlama ihtiyacı nedeniyle değişti. Şirketler yalnız hareket etmiyor; kamu otoriteleri de bu yönelimi resmen doğruluyor. Çevre ajansının başındaki isimler, yerli sanayinin ve yapay zeka veri merkezlerinin talebini karşılamak için kömür santrallerinin faaliyetlerini sürdürmesinin şimdilik zorunlu olduğunu açıkça ifade ediyor.

Yapay Zeka Kömür Santrallerinin Ömrünü Uzatıyor İddiasının Arkasındaki Rakamlar

Yapay zeka kömür santrallerinin ömrünü uzatıyor denirken, bunun arka planında on yıllık bir dönüşüm hikayesi bulunuyor. 2010 ile 2019 arasında enerji şirketleri, toplam 546 kömür ünitesini kapatmayı planladıklarını duyurmuştu. Bu ünitelerin toplam gücü 100 gigawattın da üzerine çıkıyor ve normalde birkaç büyük eyaletin yaz talebini karşılayabilecek büyüklükte bir kapasitenin devreden çıkması anlamına geliyordu. Piyasa koşulları ve çevre baskısı, o dönemde kömürü geri plana itmişti.

Yapay zeka kömür santrallerinin ömrünü uzatıyor

Bugün ise tablo tersine dönmüş durumda. Yapay zeka odaklı veri merkezleri kısa sürede şehir ölçeğinde elektrik tüketebilen tesislere dönüştü ve şebeke işletmecileri bu yükü karşılayacak esnek kaynak arayışına girdi. Doğal gaz santralleri ve yenilenebilir enerji projeleri uzun vadede çözüm sunsa da, bazı bölgelerde en hızlı “yama” kömür santrallerinin planlanan emeklilik tarihlerini ertelemek oldu. Böylece kağıt üzerindeki kapanış takvimi, yapay zekanın enerji iştahı yüzünden fiilen geri çekildi.

Yapay Zeka Enerji Açlığı İle Çevre Ve Sağlık Risklerini Büyütüyor

Kömür santrallerinin sahnede kalması ise yalnızca iklim açısından değil, halk sağlığı açısından da ağır bir bedel anlamına geliyor. Sağlık kurumlarının paylaştığı çalışmalarda, 1999 ile 2020 arasında kömür kaynaklı emisyonlar olmasaydı yüz binlerce erken ölümün önlenebileceği vurgulanıyor. Partikül madde, cıva ve diğer kirleticiler; kalp damar hastalıkları, solunum problemleri ve çocuklarda gelişim bozuklukları gibi ciddi sonuçlara yol açıyor.

Buna rağmen, bazı düzenlemelerin gevşetilmesi ve yaklaşık yetmiş santrale yaklaşan cıva ve kurum sınırlarına uymama izni verilmesi tartışmaları büyütüyor. Madencilerin maruz kaldığı silika tozu sınırlarının yumuşatılması da sendikaların tepkisini çekiyor. Bir yanda yapay zeka destekli üretkenlik, yeni iş alanları ve teknolojik atılımlar; diğer yanda ise uzayan kömür ömrü, artan sağlık riskleri ve iklim hedeflerinden uzaklaşma gerçeği var. Bu nedenle akıllı sistemlerin gerçekten ne kadar sürdürülebilir olduğu, önümüzdeki yılların en sert enerji tartışmalarından biri olmaya aday görünüyor.

İlgili Haberler:

>> OpenAI Yapay Zeka Cihazı İle İlk Donanım Hamlesini Yapıyor