GE, Dijital Rüzgar Santrali ile Enerjiyi Daha Verimli Hale Getiriyor

GE (General Electric), dünya standartlarındaki rüzgar türbinlerini, rüzgar endüstrisine yönelik dijital altyapıyla eşleştiren dinamik, bağlantılı ve uyarlanabilir Dijital Rüzgar Santrali teknolojisini duyurdu. Bu teknoloji, bir rüzgar santralinin enerji üretimini yüzde 20’ye kadar artırıyor ve rüzgar endüstrisi için yaklaşık 50 milyar dolarlık bir değer üretilmesine olanak tanıyor.

Dijital Rüzgar Santrali, yenilenebilir enerjide uzun süredir duyulan daha fazla esneklik ihtiyacını karşılamak için endüstriyel internet olarak adlandırılan etkileşimli dijital teknolojiyi kullanıyor. Bu teknoloji, yenilenebilir enerjinin mevcut enerji şebekesine daha etkin bir şekilde entegre olmasına yardımcı oluyor.

GE, dünyanın ilk Dijital Rüzgar Santrali girişimi ile rüzgar enerjisi endüstrisinin dönüşümüne liderlik ediyor. Bu yeni rüzgar ekosistemi, üretimi artırmak, maliyetleri azaltmak ve rüzgar santralinin işletme verimliliğini kullanım ömrü boyunca yükseltmek için dünya standartlarında bir türbini, dijital bir altyapıyla eşleştiriyor.

GE_Dijital+ruzgar+santrali

Dijital Rüzgar Santrali ekosistemi, önce türbinlerin üretimiyle başlıyor. Gelecek nesil akıllı rüzgar türbinleriyle, GE’nin yeni modelleri, en yüksek verimlilikte enerji üretebilmek için bir rüzgar santralindeki her bir türbin tabanı yerleşiminde, çevre koşullarına bağlı olarak, 20 adede kadar farklı türbin konfigürasyonu inşa etmek için bir dijital ikiz modelleme sistemi kullanıyor. Ayrıca, her türbin, gerçek zamanlı olarak türbin işleyişini analiz edebilen ve çalışma verimliliklerini artırmak için ayarlamalar yapabilen gelişmiş ağlara bağlı şekilde çalışıyor.

Türbinler inşa edildikten sonra, üzerlerindeki sensörlerin bağlantıları kuruluyor. Operatörlerin türbinlerden, santrallerden hatta bütün endüstri filosundan gelen verilerle performans izlemelerine olanak sağlayan GE’nin Predix yazılımıyla, bu sensörlerden toplanan veriler gerçek zamanlı olarak analiz ediliyor. Veriler, performansı etkileyebilecek sıcaklık, türbin hizasızlıkları veya titreşimler hakkında bilgi sağlıyor.

Daha fazla veri toplandıkça, maksimum performansı sürdürmek ve türbin yaşlandıkça ortaya çıkan tipik bakım sorunlarından kaçınmak olanaklı hale geliyor. Böylece daha yüksek öngörüye sahip ve gelecekte ortaya çıkabilecek değişikliklerden etkilenmeyen rüzgar santrallerine dönüşen sistem zaman içinde gerçekten öğreniyor. Önleyici bakımın sadece gerektiğinde yapıldığından emin olmak için bakım programlarını ihtiyaca göre düzenleyerek bakım maliyetlerini de azaltıyor. 

ŞUBEYE GİTMENİN ÇEVRİMİÇİ BANKACILIKTAN DAHA GÜVENLİ OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜYOR