Kürşad Sezgin: Türkiye Olarak Pandemi Sürecinde Ciddi Bir Kişisel Dijitalleşme Yaşadık

Veeam Türkiye Ülke Müdürü Kürşad Sezgin, BT Günlüğü Genel Yayın Yönetmeni Ali Yavuz Şahin’in sorularını cevaplıyor. Bakın Veeam pandemi sürecinde neler yapıyor, dijitalleşme ne durumda, gelecekte bizleri neler bekliyor! Hepsi ve daha fazlası sizler için hazırladığımız videomuzda.

Yıllardır dijitalleşmenin önemi hakkında yazılar yazıyor ve okuyucularımızı teknolojinin getirdiği faydalar hakkında bilgilendiriyoruz. Kurumsal tarafta dijitalleşme süreçleri yıllardır devam etmekte fakat kurumlarda çalışan insanların dijitalleşme konusunda eksik kaldığını koronavirüs pandemi süreci bizlere gösterdi. Ve Türk insanı evinde kaldığı süre içerisinde çok hızlı öğrenerek hızlı bir dijitalleşme sürecine girdi. Artık hiç bir şey eskisi gibi değil. Teknolojinin getirdiği faydaları kullanmayı (özellikle iletişim alanında) ve yararlanmayı daha iyi biliyoruz.

Dijitalleşme Süreci Çok Daha Hızlandı

Koranavirüs pandemi sürecinde birçok iş kolu olumsuz etkilendi. Ben de Teknoloji dünyasının kalbinde yer alan firmalardan biri olan Veeam’in Türkiye Ülke Müdürü Kürşad Sezgin ile pandemi, iş dünyası, dijitallaşme, veri güvenliği, bulut ve daha birçok konuda yaklaşık 25 dakikalık bir söyleşi gerçekleştirdim. Söyleşimizi yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz.

Koronavirüs pandemisi sürecinde neler oldu, neler yaptınız, ne gibi tedbirler aldınız? Biraz bunlardan bahseder misiniz bana.

Bizim mali yılımız takvim yılımızda aynı, yani ocak şubat mart ayı bizim 1. Çeyreğimiz.  Pandemi iyice yaygın hale geldiğinde biz birinci çeyreğimizi kapatıyor durumdaydık. Dolayısıyla bu pandeminin etkilerini ilk 3 ayda Türkiye olarak çok fazla hissetmedik. Lakin uzaktan nasıl geldiği üç aşağı beş yukarı anlaşılıyordu. Dolayısıyla biz de Mart ayında tüm Türkiye ekibi olarak evden çalışmaya başladık. İşe yönelik önlemleri nasıl aldık diye baktığımızda: Evden çalışma sürecinde nasıl müşterilerimizle kontakta kalabiliriz, nasıl bayilerimizle kontakta kalabiliriz gibi konularda kendi işimizi planlarımızı oluşturmuştuk.  Dolayısıyla bizim için bu pandemi süreci aniden gelen ve hazırlıksız yakalandığımız bir süreç olmadı. Pandemi başlamadan önce biz müşterimizle zaten yıl içinde düzenli olarak yaptığımız webinarların sayısını biraz daha arttırmak suretiyle veya birebir toplantılarda kendi mesajlarımızı iletmeye devam ettik.

Müşterilerimizin iş yapış şekillerinde ciddi değişiklikler oldu. Bilhassa evden çalışma döneminin başlamasıyla beraber birçok müşterimiz de bu sürece nasıl ayak uyduracaklarını, yarına dair bir hazırlık süreci tamamlanması ile eş zamanlı olarak bunun yarattığı güvenlik zafiyetleri konuşulmaya başlandı. İnsanlar evlerinden bağlanıyorlar, bu ne gibi bir risk teşkil eder, neler yapmalıdır? Gibi sorunlar ortaya çıktı. Veeam olarak burada veri güvenliği tarafında nasıl çözümler sağlayabiliyoruz, bunları müşterilerimize anlatma fırsatını bulduk. Bu bakımdan baktığımızda hazırlık olarak ve sonrasında geliştirdiğimiz metot olarak kendimizi başarılı görüyorum. Daha global çerçevedeb bakacak olursak iş dünyası için gerçekten zorlu bir yıl.Ya tabii ki bu süreçte müşterilerimizin de gündemlerinde. Röportajımızın devamını yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz. 

Veeam 2020 Veri Koruma Trendleri Raporu

  • 2020 yılı ile birlikte kuruluşların iş operasyonlarını dönüştürmeye başladığını ve müşteri hizmetlerinin yeni bir açılım kazandığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu yıl itibariyle Dijital Dönüşüm, sadece BT departmanlarının konusu olmaktan çıkıp kuruluşların tüm tepe yöneticilerinin üstünde durduğu 1 numaralı gündem maddesi haline geldi. IDC araştırmalarına göre dijitalleşme ilgili harcamaların, 2020 – 2023 yılları arasında 7.4 trilyon dolara yaklaşması bekleniyor.
  • Tüm bu gelişmelere tezat bir şekilde kuruluşların pek çoğu hala artık güvenilir olmayan eski teknolojileri kullanmaya devam ediyor. Eski çözümlerle geçmişte fiziksel veri merkezlerindeki verilerin korunması amaçlanıyordu. Ancak günümüzde bu çözümler kuruluşların zaman ve para kaybetmesine neden oluyor.
  • Veeam 2020 yılının Veri Koruma Trendlerini belirlemek üzere, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 22 farklı ülkeden, 1.550 küresel kuruluşun liderleri ve BT karar vericilerinin katılımı ile bir rapor hazırladı.
  • Bu rapor, dünya çapında, işletmelerin 2020’de veri koruma ve yönetimine nasıl yaklaştıklarına dair beş temel alanı araştırıyor; Veri koruma, dijital dönüşüm, BT modernizasyonu, kesinti süreleri ve veri kayıplarının etkileri, yedeklemenin ötesinde çözümler yani bulut ve bulut veri yönetimi.

    Rapora göre dijitalleşme önündeki diğer engeller ise kuruluşlar tarafından şöyle sıralanıyor

    • Kuruluşlar en çok BT alanında yetenek ve uzman eksikliği nedeniyle dijitalleşme de başarı yakalayamadıklarını düşünüyorlar. Bu oran tüm kuruluşlarda yüzde 44 iken Türkiye’nin içinde bulunduğu Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’ndeki kuruluşlarda yüzde 50.
    • Eski sistem ve teknolojilere bağımlılığın tüm kuruluşların yüzde 40’ı DX’e engel teşkil ettiğini düşünürken, Türkiye’nin içinde bulunduğu Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’ndeki kuruluşların ise yüzde 43’ü bunu engel olarak görüyor.
    • Bütçe yetersizliği tüm kuruluşlar yüzde 30, Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’ndeki kuruluşların kuruluşlarının yüzde 28’u engel olarak görüyor.
    • Zaman kısıtlılığı tüm kuruluşların yüzde 28’i, Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’ndeki kuruluşların yüzde 25’i engel olarak görüyor.
    • Üst düzey yönetimin desteğinin olmaması tüm kuruluşların yüzde 27’si, Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi’ndeki kuruluşların yüzde 23’ü engel olarak görüyor.
    • Tüm kuruluşlar ve Türkiye’nin olduğu Bölgedeki kuruluşları aynı oranda (yüzde 16) Dijital Dönüşüm yolculuklarında hiçbir engel olmadığını düşünüyor.

Fiziksel Sunucu Sayısı Azalma Trendinde

  • Rapora göre katılımcı liderler, kuruluşlarındaki sanal, fiziksel ve bulut ortamlarındaki sunucu yüzdelerini ve iki yıl içinde bu yüzdelerin nasıl değişim göstereceği ile ilgili tahminlerini ise şu şekilde belirtiyor:
    • Veri Merkezlerindeki fiziksel sunucu oranı tüm kuruluşlarda yüzde 38 iken Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede yüzde 36 olarak belirtilmiş.
    • Veri Merkezlerindeki ana bilgisayara bağlı sanal makineler ise tüm kuruluşlarda yüzde 30 iken Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede yüzde 35 oranında belirtilmiş.
    • Azure, Amazon gibi Bulut platformunda barındırılan sanal makineler ise tüm kuruluşlarda yüzde 32 iken Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede yüzde 29 oranında belirtilmiş.
    • Şirket liderleri iki yıl içinde ana merkezlerdeki sanal makinelerin oranında bir değişme beklemezken, fiziksel sunucuların büyük oranda azalacağını tahmin ediyor. (tüm kuruluşlarda yüzde 38’den yüzde 29’a, Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede yüzde 36’dan yüzde 25’e gerileyeceği tahmin ediliyor)
    • Şirket liderleri Bulut platformlarında barındırılan sanal makinelerin ise ciddi oranda artış göstereceğini tahmin ediyor. (Tüm kuruluşlardan yüzde 32’den yüzde 41’e, Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede ise yüzde 29’dan yüzde 41’e çıkacağı tahmin ediliyor)

Her 10 Sunucudan 1’inde Saatlerce Süren Kesintiler Oluyor

  • Hemen hemen tüm şirketler, her 10 sunucusundan 1’inde saatlerce süren ve yüz binlerce dolara mal olan beklenmedik kesintiler yaşadığını kabul ediyor. Bu durum dijitalleşme gerçekleştirmek için iş sürekliliğine odaklanmanın acil bir ihtiyaç olduğunu kanıtlıyor.
  • Veriler artık kuruluşların kalbi konumunda. Bu nedenle Veri Koruma sadece yedekleme ve geri yükleme demek değil. Veriler aynı zamanda işletmenin kapasitesini artırmak için de büyük önem taşıyor.
  • Kuruluşların yüzde 95’i beklenmedik kesintilere maruz kalıyor ve bir kesinti ortalama 117 dakika, yani neredeyse 2 saat sürüyor. Yüksek öncelikli verilerin bulunduğu bir uygulamada saatlik kesinti süresinin 67,651 dolara mal olacağı tahmin edilirken, bu rakam normal bir uygulama için 61,642 dolar olarak öngörülüyor. Bu rakamlara baktığımızda “tüm verilerin önemli olduğu” ve herhangi bir alanda yaşanan kesinti süresinin bugünün ortamlarında kabul edilemez sonuçlarının olduğu açıkça görülüyor.
  • Raporda gelecek 12 ay içinde kuruluşları en çok etkileyecek zorluk ise küresel olarak yüzde 32 oranıyla siber tehditler olarak belirlendi. Ancak Türkiye’nin de içinde bulunduğu Güney Avrupa, Akdeniz Bölgesi’ndeki kuruluşlar ekonomik belirsizlik gelecek 1 yılın en büyük(yüzde 35) zorluğu olarak gösteriliyor. Bu bölgede en büyük 2. zorluk ise siber güvenlik tehdidi olarak görülürken, mevzuat uygulamaları ise yaşanacak önemli zorluklar arasında gösterilmiş.
  • Şu an yaşanan en büyük veri koruma zorluğu ise yeni girişimler üzerinde çalışacak personel eksikliği (% 42) olarak gösterildi. Yeni girişimler için bütçe yetersizliği yüzde 40 ve operasyonel performansın yetersizliği ise yüzde 40 olarak en etkili zorluklar arasında yer aldı.
  • Katılımcıların yüzde 51’i dijitalleşme nin müşteri hizmetlerini dönüştürmesine yardımcı olabileceğine inanıyor. Yüzde 48’i kuruluşların iş operasyonlarının dönüşümünde, yüzde 47’si ise maliyet tasarrufu konusunda dijital dönüşümün etkili olabileceğini belirtiyor.

En Önemlisi Güvenlik

  • Kuruluşların yüzde 39’u güveni artırmak için, yüzde 38’i yazılım ve donanım maliyetlerini azaltmak. Ve yüzde 33’ü ise yatırım getirisini arttırmak için birincil yedekleme çözümlerini değiştirme nedeni olabileceğini belirtiyor. Güney Avrupa ve Akdeniz Ülkeleri ise kuruluşların yedekleme çözümlerini değiştirmeyi düşünmelerinin en önemli nedeni olarak şirket içi veri korumasından bulut tabanlı veri koruma hizmetine geçmek olduğunu belirtiyorlar. (yüzde 40)
  • Kuruluşlar verilerinin yüzde 27’sini Hizmet Olarak Yedekleme (BaaS) sağlayıcısı tarafından buluta yedekliyor. Kuruluşlar verilerinin yüzde 14’ünü ise yedeklemiyor.
  • Kuruluşların yüzde 43’ü, önümüzdeki iki yıl içinde bir BaaS sağlayıcısı tarafından yönetilen bulut tabanlı yedekleme çözümlerini kullanmayı planlıyor.
  • “Sürekli çalışırlık açığı” olarak adlandırdığımız (Availability gap) uygulamalarının ne kadar hızlı kurtarabildikleri ile onları ne kadar hızlı kurmaları gerektiği arasındaki açık, globalde yüzde 73 iken Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi kuruluşlarında yüzde 65 oranında. Dolayısıyla Türkiye’nin de içinde bulunduğu Bölgedeki kuruluşlar “sürekli çalışırlık açığı” konusunda dünya ortalamasının oldukça altında.
  • Verilerin yedeklenme sıklığı ile bir kesinti sonrasında ne kadar veri kaybetmeyi göze alabildiklerini gösteren koruma açığına ise Güney Avrupa ve Akdeniz Bölgesi kuruluşları yüzde 61 oranına sahip iken bu oran küresel kuruluşlarda yüzde 65 oranında.

İlgili Haberler

>> Veeam 2020 ilk çeyrek sonuçları!

>> Microsoft Azure için Yeni Veeam Yedekleme kullanıma sunuldu!